8 mart dünya kadınlar günü için...
Bağbozumunda
Bakhos Kadınları şarkılar söyleyip dans ederler. Şarap içmeye ve dans etmeye
çağırırlar insanları. Neşe, umut, aşk ve esriklikle gelecek güzel günlere gebe
kalmak ister kadınlar. Çünkü kadındır doğurgan olan, odur toprak gibi
karşılıksız verici olan.
Ancak egemen
erktir, erkek tekedir. Onunla simgelenmiştir bütün kötülükler.
Kadınlardan birini seçmek ister. Onun sesini duyan kadınlar kaçışırlar, çünkü
insan sesinden çok bir canavarın sesidir. İçindeki nefret tohumlarını bırakmak
için, kadınlardan birisini beğenir.
Yeryüzündeki her şey gibi bütün kadınlar da
onundur. Seçtiği kadını kandırır, onunla dans eder. Sonra toprağı sürdürür,
tohumlar eker; nefret, kin, savaş tohumları eker. Sonra kadının içine de
aktarır bu kötü tohumları. Bu tohumlarla dünyayı yönetmek ister. Bütün
egemenlik onun olacaktır. Güç erktir ve erkek, egemen toplumun simgesidir.
Erkek tekemiz her şeyin ona ait olmasını ister; sömürü ve savaş çağrısı yaparak
işini bitirir.

Erkek uyurken
kadın uyumaz ve tohumlara su verir. Onları sevgi ve şefkatle değiştirmeye
çalışır. Sevgi, kardeşlik ve barış olarak adlarını değiştirir ve büyütür.
Bunları fark
eden erkekle kadının mücadelesi başlar. Kadın tohumların da yardımıyla kadın
erkek tekeyi yere yıkar ve toprağa gömer.
Bu sırada kadın doğum yapmaya başlar ve doğurdukları “sevgi, kardeşlik,
dostluk ve barıştır”.
Barış ve
kardeşlik çağrısıyla oyun sonlanır.
Sokak ve
alternatif mekânlara(tiyatro sahnesi dışındaki) göre hazırlanmış olan bu sokak
oyunumuz ilk kez “8 Mart Dünya Kadınlar” gününde 2002 yılında, Yüksel
caddesinde oynanmıştır.
Daha sonra;
Gebze de; ormanda bir piknikte, Dikmen Şenliğinde Pazar yerinde, 7. Ankara
Tiyatro Festivali’nin açılış oyunu olarak Yeni Sahne’nin önünde, Ovacıklıların
Dayanışma şenliğinde, Munzur festivalinde, Diyarbakır Festivali gibi birçok
yerde tekrarlanmıştır oyunumuz.
Dans ve müziğin önde olduğu oyunumuzda retorik
çok az kullanılmıştır. Plastik malzemenin ve görselliğin egemen olduğu çalışmamızda
simgesel anlatımlarda bulunmaktadır. Toplam 25-30 dakika arasında süren
oyunumuz, savaş ve kan çığırtkanlığına karşı, barış ve kardeşliğin çağrısını
yapmaktadır…
erktir, erkek tekedir. Onunla simgelenmiştir bütün kötülükler. Kadınlardan birini seçmek ister. Onun sesini duyan kadınlar kaçışırlar, çünkü insan sesinden çok bir canavarın sesidir. İçindeki nefret tohumlarını bırakmak için, kadınlardan birisini beğenir.
Yeryüzündeki her şey gibi bütün kadınlar da onundur. Seçtiği kadını kandırır, onunla dans eder. Sonra toprağı sürdürür, tohumlar eker; nefret, kin, savaş tohumları eker. Sonra kadının içine de aktarır bu kötü tohumları. Bu tohumlarla dünyayı yönetmek ister. Bütün egemenlik onun olacaktır. Güç erktir ve erkek, egemen toplumun simgesidir. Erkek tekemiz her şeyin ona ait olmasını ister; sömürü ve savaş çağrısı yaparak işini bitirir.

Dans ve müziğin önde olduğu oyunumuzda retorik
çok az kullanılmıştır. Plastik malzemenin ve görselliğin egemen olduğu çalışmamızda
simgesel anlatımlarda bulunmaktadır. Toplam 25-30 dakika arasında süren
oyunumuz, savaş ve kan çığırtkanlığına karşı, barış ve kardeşliğin çağrısını
yapmaktadır…

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder