27 Mart 2013 Çarşamba

dünya da bir ilk canşenliği'nden çocuklara hediye....

dünya tiyatrolar gününde çocuklara ve her daim çocuk kalanlara tiyatrolu masallar...



Canşenliği Oyuncuları kurucularından Haldun Açıksözlü'nün ilk iki kitabı Rıfat Batur'un yaptığı resimleriyle basıldı...ı
"OYUN BAHÇESİ" serisinin ilki; "HAYATA HAZIRLANIYORUZ"  ve ikincisi "BİRLİKTE ÖĞRENİYORUZ" kitapçılar da...

"Ben yaptım oldu!

Tiyatro ve sanat edimi biraz da budur; ben yaptım oldu!
Tiyatro hayatın, gerçeğin bir ve aynısı olmak zorunda değildir. Hatta olmasa daha doğrudur.
Daha çok tiyatro ve daha çok hayat için bu çalışmamızı sizlere sunuyoruz.
25 yıllık birikimin sonucu olan bu seri birinci kitabıyla sizlere sunuluyor.
Altı kitap olarak düşündüğümüz bu çalışma tiyatronun yapılabilmesi ve yayılabilmesi adına bir çabadır.
Çocuklarımız geleceği kurarken en çok tiyatrodan yararlanacaktır.
Tiyatro hayata bir prizma sunar, gerçeğin değil hakikatin peşindedir.
Hülyalarımızın, düşle­rimizin hayata dokunuşudur. Bu anlamıyla daha çok tiyatro daha çok hayat diyoruz.
Bu çalışma yirmi yılı dolduran Canşenliği Oyuncuları’nın birikimi, emeği ve 
ürettik­leriyle renklenmiştir.
Biz yirmi yıl boyunca kendi bildiğimiz tiyatroyu yaptık ve oldu. Şimdi sıra sizde, siz de yapın ve olsun.
Daha çok tiyatro, daha çok paylaşım…

Nice nice tiyatrolu günlere..."















“Bizim Ezop Masalları” 
İlk Dört Kitap ve Sekiz Masal Bir Kitapta Tiyatro DVD'leriyle O2 Yayınlarından Çıktı!

Haldun Açıksözlü’nün yeniden yorumlayarak kaleme aldığı Ezop masalları Rıfat Batur’un resimleri eşliğinde kitaplaştırıldı.

Ülkemizde bir ilk olan masalların DVD formatında çocuklara hediyesi de Canşenliği Oyuncuları tarafından hazırlandı.

Çocuklarımıza farklı ve yeni bir pencere olan bu masallara ulaşmak için iletişime geçebilirsiniz.






 “TİYATRO TADINDA MASALLAR




 “Masalsız kalmasın çocuklar!”

Çağımız ­görsel bir çağ. Artık eğitim ve öğretim mutlaka görsel malzemelerle beslenmek zorundadır.
Bizler bu bilinçle siz çocukların her an ulaşabilecekleri bir ürün hazırladık.
Klasik masalları yeniden yorumladık, resimledik ve tiyatro sıcaklığında TV formatında sizlere sunuyoruz.
Yıllardır tiyatro birikimlerimizle yakaladığımız empatiyi farklı bir ürünle sunmak ve paylaşmak istedik. Sizler için yaptığımız bu çalışmalar özgün ve kendi alanında bir ilktir.
Bu ürünler, ülkemizin kültürel değerlerini de kalıcılaştıracaktır.
Masallarla nesilden nesile aktarılan insanlık birikimini, kültürünü, şimdi çağdaş araçlarla ve yeni yorumlarıyla sizlere ulaştırmaktayız.
Hazırladığımız bu masallar “resimli kitap” ve “tiyatro DVD” hediyesiyle evlerinize konuk oluyor.
Bizim Ezop Masalları serimiz 12 ayrı masaldan oluşmaktadır. Diğer masal serilerimizde buluşmak üzere…
Masalların tiyatro olarak TV’ye aktarılmasını sağlayan Canşenliği Oyuncuları’na, Kuzey Film’e ve tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
Biricik olan bütün çocuklar gibi biricik kızım Arev Nehir’e…

Haldun Açıksözlü”
 
Çiftçi, Oğlu ve Eşekleri
Tavşan ile Kablumbağa
Yüklü Eşek ile At
Kurt ile Tilki


21 Mart 2013 Perşembe

8 Ocak 1991'de yayınlanan çıkış bildirgemiz...




12 Eylül felsefesi devam ediyor...

24 Ocak kararları ile liberal anlayışın yer­leştirilmesi ancak gelenekten gelen askeri zor ile gerçekleştirildi. Kapitalizmin tekelci aşamaya doğru gire­bilmesi, resmi terörün uygulanması ve kitle iletişim araçlarının kullanılmasına bağlıydı. Bu; işçinin üretimine yabancılaşmasını, emeğinin değersizleştirmesini getirdi. İnsan ilişkilerinin çözülmesi, bireyin parçalanması kaçınılmazdı.

Bu düzen içinde sadece çalışmak ve tüket­mek durumunda kalan kişi, gösterilen hedefe gergedan­lar gibi koşmaktadır.

Hayvansal olan bu yaşamda kültür ve sanatın yeri yoktur. Doyma, barınma ve üreme ihtiyaçları karşılanan bu hayvan, onu var eden insani mirastan koparılmış, yalıtılmış, ayrılmış ve soyutlanmıştı.

İşte bu anda, TİYATRO BİR ASALAKTIR!

Genç insanların amatör coşku ve enerjilerini kendi bedenlerini tatmin için kullananlar,

Eğitim kurumlarını aile çiftliklerine çevi­renler,

Etkisini yitirmiş öğretilerini kopmasını önlemek için konserve edilmiş tek tip sanatçı yetiştiren kurumlar,

Tiyatro yapmanın ve para kazanmanın en kolay yolunu çocukların bozulmamış dünyasında bulu verenler,

Reklamlarına çocukları ve tiyatroyu alet edenler,

Tiyatroya bir tablo gibi bakarak, onun insan­la ilişkisini kavramayan ve sanatlarına buna göre paha biçenler,

Amerikan esprileri, Roma tipi bayağılık ve cinsellikle piyasada tutunmaya çalışanlar,

Yabancı hayranlığı peşine takılıp kimliksiz­liğe sürüklenenler,

Karanlık, kutu gibi salonlarda, seyircilerine güneşin aydınlığı yerine spotların sahne ışığını yansıtanlar,

Yüksek prodüksiyon masraflarıyla, yüksek bilet fiyatlarıyla tiyatrolarını yine elit bir tabakanın hiz­metine sunanlar,

Geçmişlerine yaslanıp bugün yaptıklarıyla geniş halk kitlesine ulaşma kaygısı duymayanlar,

Büyük misyonlar yüklenip film setleri ve seslendirme stüdyolarından çıkmayanlar,

Var olan başkaldırı coşkusunu anlık duygu­lanımlara ve kaba gürültülere sığdırmaya çalışanlar,

Tiyatroyla karşılaşmamış insanların dola­ysız yaklaşımlarını üç beş kuruş uğruna katleden çadır tiyatrosu artığı gezginler,

Ve kendine ekinsel bir hava verip hiçbir ekinsel düşüncesi olmayanlar,

İşte bu anda, TİYATRO BİR ASALAKTI!

Oysa tiyatro türkü, halay, düğün, şenlik gibi değiştirici özellikleri olan ve insanıyla omuz omuza yürüyen bir gereksinimdir.

Öyleyse YAŞAYAN TİYATRO bugün nere­de?

………………………………………………

Öyle kolay sanma sen bu işi kardeşim

Hemen kalkışma tellerden şarkılar döktürmeye,

Sazı eline bir kere almaya göresin,

Bir görev yüklendi demektir, bilesin

Çok ağır bir görev ve belalı...

………………………………………

Ey şairler, gireceksiniz halkla kol kola,

Alevlerin, fırtınaların içinden geçeceksiniz,

Hiç durmadan yürüyeceksiniz, ama hiç durmadan.

Alçaktır halkın bayrağına elinden düşüren de

Şurada, geride bir kenarda gizli gizli

Bir parçacık dinleneyim diyen de alçak!

PETÖFİ ŞANDOR


Burjuva mülkiyet hukuka dayanarak bir yıllık artı değerimizin getirdiği kazanımları, "tek adam tiyatrosu" anlayışıyla kendine mal eden bu kazanımları yanlış yönlendiren Faruk Güvenç'i ANKARA EKİN TİYATRO­SU ile baş başa bıraktık.


HALDUN AÇIKSÖZLÜ

MÜJDAT ALBAK

GAMZE DEMİRBİLEK

TÜLAY YORGANCI

MURAT YILANCI

BORA BALCI

1991 den 2013'e "NEWROZ PİROZ BE!"


NEWROZ

Dağlara... Ateşe...

21 Mart 1990'da -Newroz Günü- Diyarbakır'da bir kız kendini yaktı.

Kürt halkı üzerindeki baskıları protesto ediyor.

"Newroz ateşi çalıçırpı ile değil, insan ateşi ile daha bir gür, daha bir güzel yanar."

Zekiye Alkan'ın incecik bedeninden bir bu kaldı geriye.

Bir de, "Ben bu işi bilerek ve isteyerek yaptım. Bu benim devlete ve düzene karşı tepkimdir."

Başkaldıran insanı selamlıyoruz Zekiye'de!...

Az ötede, diğer yanımızda da bir "halk" başkaldırıyor tarihin tozlu sayfalarına, kaderine, zulme... Başkaldırıyor, yüzyılların değişmeyen gerçeğine; ölüme.

Osiris'den bu yana ölüp ölüp - dinliyor insanlar. Yaşamın üreticileri, yaşamı taşıyanlar.

Bir halk artık ölümlerini, düğüne çevirerek yaşıyor, varlığını haykırıyor.

Selamlıyoruz...

Yüzyılların mirasıdır bize tiyatro, tıpkı yaşam gibi...

Ritüellerde paylaştı insanlar topluca ürettiklerini. Yeniden ürettiler birlikteliğin coşkusunu. Ritüellerde tazelendi toplumsal bellek, aktardılar deneyimlerini. Yeniden yön verdiler tarihsel sürece ritüellerde.

Bugün yaşam, başkaldırıdan ibaret, bir halk için. Başkaldırı ve ölümden ibaret...

Bugün ritüel budur. Birlikte yaşayabileceğimiz tek ritüel bu.

Tiyatro bir ritüel canlandırabilir yeniden.

İşte siz ve biz varız şu anda.

Selamlıyoruz...

Mart 1991

 


14 Mart 2013 Perşembe

Laz Marks Berlin'de


laz marks emice maçlarına devam ediyor HALA!


Laz Marks Berlin'de 


“İşçilerin, ezilenlerin kurtuluşu sosyalizmde!” şiarıyla yola çıkan ve üç yılı aşkın süredir sahalarda kalan Laz Marks Emice 300 maçı tamamlamış olarak 16 Mart da Berlin'de sahaya çıkıyor...

Yenilerek sahalarda kalan Laz Marks Emice;
"Bacular uşaklar, biliyorum bu cünlerde marksist olmak, komünist olmak zor bir iştir. Niceliğimiz yoktur yan çok kalabaluk değiliz, hamsiler cibi azalduk ama niteliğumuz bakidir.
Son zamanlarda plaza kadavralarının deduğu gibi sınıf mücadelesi bitmemuştur, farklı araçlarunla devam edeyi. Gittikçe maçlarumuzun azalmasu, sahlarun bize engellenmesi ha bu endüstriyel futbolun, şikeci düzenin sonucudur.
Diyeceksunus ki; emice yıllarun gazetecileri kendilerine köşe bucak bulamayi, tayipgillere karşu olan herkes nefes bile alamayi, sen sesunu çok çıkarma bir kaç yerden de olsa sözünü duyurabiliyorsun... Doğru olabilirsunuz ama haklu deyulsunuz... Kimi solcu olduğunu söyleyen tv kanaları bile bana tahammül edemiyiler, sahalaru bana kapatayiler ama liboşlara sonuna kadar açayiler. Bu engeller dostların gülleri yıldıramaz bizu…
Buradan bir çez daha tekrar edeyrum çi, ha bu dünya, komünist bir dünya olana kadar maçlara devam edeceğum.
Komünizmin hayaleti dolaşmaya devam edecek...”

Diye işçilere, ezilenlere tüm dünya halklarına seslendi…

Halkların yoldaşlığı ve barış için; daha çok komünizm, daha çok sınıf mücadelesi gerekliliğiyle sahalarda kalmaya devam edeceğiz.

CANŞENLİĞİ OYUNCULARI
14 Mart 2013-03-14

13 Mart 2013 Çarşamba

ayşe'nin hikayesi/forum tiyatro


8 mart 2013 tarihinde Ataşehir Belediyesi ile birlikte Novada Nikah salonunda 650 kadının katılımıyla etkinliğimizi gerçekleştirdik.
Kadın olmak, ülkemizde ve dünyada nasıl bir şey diye sunduğumuz Forum Tiyatro da sonuç olarak kadınlar, önce kadın değişmelidir, kararına vardılar.
Kadınların yoğun katkıları ve tartışmalarıyala birde hükümete mesaj verildi; "madem üç çocuk beş çocuk yapın diyerek, kadını ev işçisi yani ev kadını yapıyorsun, o zaman onun sigorasınıda yapacaksın primini de ödeyeceksin..."
Liderimiz Haldun Açıksözlü; ben başbakan olursam söz veriyorum bu istediklerinizi yapacağım, dedi. Seyirci bu sözlere çok güldü ama biz neden bu kadar güldüklerine bir anlam veremedik.
Altı oyuncu ve bir liderle gerçekleştirdiğimiz forum tiyatromuz da, ona yakın kadın sahneye çıkıp rol yaptı ve yüzlerce kadın düşüncelerini bizimle paylaştı.
Bir şeylerin değişmesini istiyorsak önce işe kendimizden başlamalıyız kararını aldık...









Yeni forum tiyatrolarda birlikte olmak üzere...

KADININ KURTULUŞU KENDİ ESERİ OLACAKTIR!

7 Mart 2013 Perşembe

TOPRAK VE KADIN(sokak tiyatrosu)2002





8 mart dünya kadınlar günü için...

Bağbozumunda Bakhos Kadınları şarkılar söyleyip dans ederler. Şarap içmeye ve dans etmeye çağırırlar insanları. Neşe, umut, aşk ve esriklikle gelecek güzel günlere gebe kalmak ister kadınlar. Çünkü kadındır doğurgan olan, odur toprak gibi karşılıksız verici olan.
Ancak egemen 
erktir, erkek tekedir. Onunla simgelenmiştir bütün kötülükler. Kadınlardan birini seçmek ister. Onun sesini duyan kadınlar kaçışırlar, çünkü insan sesinden çok bir canavarın sesidir. İçindeki nefret tohumlarını bırakmak için, kadınlardan birisini beğenir. 

Yeryüzündeki her şey gibi bütün kadınlar da onundur. Seçtiği kadını kandırır, onunla dans eder. Sonra toprağı sürdürür, tohumlar eker; nefret, kin, savaş  tohumları eker. Sonra kadının içine de aktarır bu kötü tohumları. Bu tohumlarla dünyayı yönetmek ister. Bütün egemenlik onun olacaktır. Güç erktir ve erkek, egemen toplumun simgesidir. Erkek tekemiz her şeyin ona ait olmasını ister; sömürü ve savaş çağrısı yaparak işini bitirir.

Erkek uyurken kadın uyumaz ve tohumlara su verir. Onları sevgi ve şefkatle değiştirmeye çalışır. Sevgi, kardeşlik ve barış olarak adlarını değiştirir ve büyütür.
Bunları fark eden erkekle kadının mücadelesi başlar. Kadın tohumların da yardımıyla kadın erkek tekeyi yere yıkar ve toprağa gömer.

Bu sırada kadın doğum yapmaya başlar ve doğurdukları “sevgi, kardeşlik, dostluk ve barıştır”.
Barış ve kardeşlik çağrısıyla oyun sonlanır.

Sokak ve alternatif mekânlara(tiyatro sahnesi dışındaki) göre hazırlanmış olan bu sokak oyunumuz ilk kez “8 Mart Dünya Kadınlar” gününde 2002 yılında, Yüksel caddesinde oynanmıştır.
Daha sonra; Gebze de; ormanda bir piknikte, Dikmen Şenliğinde Pazar yerinde, 7. Ankara Tiyatro Festivali’nin açılış oyunu olarak Yeni Sahne’nin önünde, Ovacıklıların Dayanışma şenliğinde, Munzur festivalinde, Diyarbakır Festivali gibi birçok yerde tekrarlanmıştır oyunumuz. 

Dans ve müziğin önde olduğu oyunumuzda retorik çok az kullanılmıştır. Plastik malzemenin ve görselliğin egemen olduğu çalışmamızda simgesel anlatımlarda bulunmaktadır. Toplam 25-30 dakika arasında süren oyunumuz, savaş ve kan çığırtkanlığına karşı, barış ve kardeşliğin çağrısını yapmaktadır…

HER YERDE YAŞAYAN TİYATRO




CANŞENLİĞİ OYUNCULARI


1991 yılı ocak ayında Ankara da kurulan topluluğumuz, 23 yıldır aralıksız çalışmalarını yürütmektedir. Anadolu ve Mezopotamya’nın birçok yerinde(köy, kasaba, kent vb) oyunlarını, üretimlerini sergileyen Canşenliği Oyuncuları 2006-2007 sezonundan sonra çalışmalarını İstanbul da sürdürmeye başlamıştır. Avrupa’nın birçok kentinde de oyunlarını sergileyen Canşenliği, kuruluşundan bugüne kadar aşağıda ki üretimleri gerçekleştirmiştir.




CANŞENLİĞİ OYUNCULARI 1991- 2013 ARASI ÜRETİMLERİ

SALON OYUNLARI:

 

2009- LAZ MARKS(politik Stand-up)

2008- GÜNEŞE GÜLÜMSEMEDEN BAKAMAZSIN

2008- SEN BENİM KİM OLDUĞUMU BİLİYOR MUSUN?

2006- SEYR-İ ÂLEM

2005- CAFE TİYATRO

2004- MEÇHULÜN FAİLİ

2003- HİKÂYE-İ MUHABBET

2002- GENÇLİK HİÇBİR ZAMAN YAŞLANMIYOR

2001- YA İNEK YA

1999- BENİM ADIM KIRMIZI

1998- GECE O KADAR KİRLİYDİ Kİ İKİSİ DE KAYBOLDU

1997- CHE (ÖLÜMSÜZ)


1996- YÜZÜNÜ YİTİREN ŞEHİR

1995- HÜR (HABİL İLE KABİL’İN ÖYKÜSÜ)

1994- SON BÜYÜK YÜRÜYÜŞ

1994- UMUT OYUNLARI (sokak oyunları gösterimi)

1993- İSYAN PROVALARI (sokak oyunları gösterimi)

1991- SEÇİM OYUNU

 


 


 


    

 

SOKAK OYUNLARI


2006-
ÜÇ MAYMUN; NEREYE KADAR?
HACİVAT KARAGÖZ EYLEMDE
MERHAMET

2005-
BENDEN AYETLERİ

2004-
DON KİŞOT

2003-
SAVAŞ MI BARIŞ MI?
TUTKU: ÜÇ RENK

2002-
TOPRAK VE KADIN
TYANALI APOLLON’UN MUCİZESİ

2001-
HER ŞEYE RAĞMEN

2000-
NEON LAMBASI
DENİZLERE
YA SEN
AXGH

1999-
TİYATRO SEYİRCİSİ

1998-
AÇ! AÇ! (1 mayıs için ortak çalışma)

1997-
SUSURLUK(6 KASIM)

1996-
CHE (ÖLÜMSÜZ)
STORY OF TURKEY ( 1mayıs korteji)

1995-
YURT
YARGISIZ

1994-
1 MAYIS
ASKİDE EYLEM VAR
ANKARA’DA EYLEM VAR
KARADENİZ KARARMASIN (seyirlik)
VE CELLÂT UYANDI YATAĞINDAN
DEV’E OYUNU (seyirlik işçi oyunu)


1993-
DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
1 MAYIS (alan oyunu)
BİZİM MADENCİNİN HALLERİ (seyirlik işçi oyunu)
TA TA TARİH
1992-
ÖLÜM YÜRÜYÜŞÜ
DAĞLARA ATEŞE
UMUT

1991-
NEWROZ
SARAYKÖY (köy seyirlik)
SEYDİŞEHİR (seyirlik işçi oyunu)
GECEKONDU


FORUM TİYATRO ÇALIŞMALARI:

2013-

KADIN OLMAK-AYŞE’NİN HİKAYESİ

2008-

HER HAFTA ATÖLYEMİZ DE “FORUM TİYATRO”

2005-
BENİMLE EVLENİR MİSİN?
2000-
ALİ’DEN MEKTUP VAR
NE YAPSIN ŞİMDİ AHMET?

1999-
KADIN HAKLARI
EĞİTİMCİLER VE ÖRGÜTLENME
DAYANIŞMA
EĞİTİM VE İNSAN HAKLARI
EĞİTİM VE DEMOKRASİ

1998-
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
SENDİKAL MÜCADELE VE KADIN


ÇOCUK TİYATROSU ÇALIŞMALARI:


HEYKELİN SIRRI(HALDUN AÇIKSÖZLÜ) 2004

YEŞİL HAP (S. PROKOFYEVA’nin öyküsünden) 2003

İKİ İNATÇI KEÇİ (LA FONTAİNE MASALLARI) 2002

PÜSKÜLÜ DEVE (S. BEHRENGİ’nin öyküsünden) 2001

BAŞINA BUYRUK KEDİ (R. KIPLING’in öyküsünden) 2000

MAVİKUŞ (Ç. ÖNER’in “Mavi Kuş’u Gören Var Mı?” adlı öyküsünden) 1999

HEYKEL VE PALYAÇO(doğaçlama)1995

ŞİŞMANIN MASALI (doğaçlama) 1994

ANNE (B.Brecht’in “Kafkas Tebeşir Dairesi” oyunundan esinlenerek hazırlanmıştır) 1992

HER ŞEY DİLİNCE GÜLDÜ (doğaçlama) 1991

2005-2006 TV’de Çocuk Masalları


13 La Fontaine Masalları

·      Acemi Fare Yavrusu
·      Aslan ile Fare
·      Eşek ile Köpek
·      İki İnatçı Keçi
·      Karga ile Tilki
·      Keçi, Oğlak ve Kurt
·      Kurbağa ile Fare
·      Kurt ile Beygir
·      Kurt ile Kuzu
·      Tarla Kuşu ve Yavruları
·      Tilki ile Kurt
·      Tilki, Kurt ve Beygir
·      Yaşlı Horoz

Not; Bu set CD ve DVD olarak KÖK yayıncılık tarafından 2007 yılında basılıp çoğaltılmıştır.


     
 13 Bölümlük Ezop Masalları

·      Tavşan ile Kaplumbağa
·      Yüklü Eşek ile At
·      İnatçı Keçi ve Çoban
·      Çiftçi, Oğlu ve Eşekleri
·      Kibirli Karga
·      Tilki ile Leylek
·      Eşek ile Süs Köpeği
·      Ava giden Aslan, Kurt ve Tilki
·      Aslan, Ayı ve Tilki
·      Kuyruksuz Tilki
·      Tilki ile İnek
·      Geyik ile Öküz
·      Kurt ile Köpek  

Not; Bu set O2 yayınevi tarafından kitaplı set olarak 2011 yılında basılıp dağıtılmıştır.


 13 Bölümlük Çocuk Tiyatrosu dizisi

·      Başına Buyruk Kedi(2 bölüm)
·      Heykelin Sırrı (2 bölüm)
·      Mavi Kuş (2 bölüm)
·      Düş ve Gerçek(3 bölüm)
·      Püsküllü Deve (2 bölüm)
·      Küçük Kara Balık (2 bölüm)

13 Bölümlük Anadolu Masalları

·      Şahmaran (2 bölüm)
·      Nasrettin Hoca
·      Karagöz-Hacivat
·      Baho Gölü’nün Sırrı
·      Çiğdem Çiçeği İle Padişah
·      Küçük Kardeş (3 bölüm)
·      Yatalak Memet (2 bölüm)
·      Duvarcı Ustası ve Kızı(2 bölüm)

KISA FİLM

2007- Sevdiklerinin Başı İçin


TV PROGRAMI

2008- DEM TV’de “CANŞENLİĞİ” aktüel program- 11 hafta canlı yayın


3 Mart 2013 Pazar

"KADIN OLMAK" Forum Tiyatro



"KADIN OLMAK"



Forum Tiyatro Etkinliği

Tarih; 8 Mart 2013 saat:13.30

Yer; Ataşehir Novada

Canşenliği Oyuncuları ve Ataşehir Belediyesi


“KADIN OLMAK”

Kadına Şiddet,
Kadına Taciz,
Kadına Hakaret,

Kadını Sevmek,
Kadını Öldürmek,
Kadını Sahiplenmek,
Kadını Metalaştırmak

Ve kadınlar


bizim kadınlarımız:

korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız…

Nazım Hikmet RAN


Kadına Özgürlük


Eşit Haklar

Kadının Değeri

Kadına Ayrıcalık

Kadına Özen 



Canşenliği Oyuncuları olarak “Forum Tiyatro” çalışmamızı  ‘KADIN OLMAK’ adlı başlıkla gerçekleştireceğiz.

Sunum, tartışma, öneriler ve sonuç bölümlerinden oluşacaktır etkinliğimiz…

Ülkemizde kadının yeri ve yaşadıklarını sorgulayacağız, tartışacağız ve göstereceğiz. 

Seyircilerle birlikte biçimleyeceğimiz etkinliğimizi liderimiz yönlendirecektir. 


laz marks emice berlin'de