5 Ocak 2016 Salı

YÜZÜNÜ YİTİREN ŞEHİR



YÜZLERİMİZİ ARIYORUZ

Sabah kalktığınızda aynaya bakıp yüzünüzü bulabiliyor musunuz. Böyle bir ülkede, böyle bir dünyada yaşıyor olmaktan dolayı utanmıyor musunuz? Arsızca yüzünüze bakabiliyor musunuz? Gözümüzün önünde insanlar katlediliyor, köyler boşaltılıyor, yakılıyor, kan gözyaşına karışıyor ve insanları boğuyor, yüzsüzleştiriyor. Her şey ama her şey olağan hale geliyor. Şehirler yok ediliyor...

Kentler, köyler ve insanlar yakılıyor. Artık ortası yok, ya seyirciyiz bu vahşetin ortasında, sırasını bekleyenler olarak ya da öfkesini örgütleyip barbarlığın karşısında ezilenlerden yana saf tutup taraf olmaktayız. Ortası yok yaşamımızın ya barbarlık gelecek ya da...

Barbarların hüküm sürdüğü bir dünyada yaşıyoruz ve insanların yüzünü yitirdiğini görüyoruz. Herkesin susup fotoların konuştuğu bir dönemi yaşıyoruz. Medyanın yargılayıp, burjuvazi (devlet) adına infaz ettiği günümüzde yüzlerimiz gittikçe kayboluyor ve yitiyor.

Yeni bir oyunla ölümlere ağıt yakıyoruz, yok olan kentlerin ardından şiirler yazıyoruz. 

Yüzünü Yitiren Şehir adlı oyunumuz, bütün dünyada yüzü kaybolmakta olan şehirlerdeki ölümlere bir ağıt yakıp, ölümü seçen ölümsüzlere saygıyla bitiyor.

Nazım Hikmet'in şiirlerinden yola çıkarak hazırladığımız bu oyun, oyunculuk performansı üzerine bir çalışmadır aynı zamanda. Uzumda yalnız kalanların hikayesi, yok olan kentlerin ortasında yüzleşen oyuncuyu ve seyirciyi betimlemektedir.

 

YÜZÜNÜ YİTİREN ŞEHİR


PROLOG: MERHAMET YOK MU?


Aç insanlar merhamet dilenirler. Sokaklarda onlarcasına tanık olduğumuz, dönüp bakmadığımız insanlardan iki açla sahnede yüzleştigimiz de ve yok olan insanca duyguların, değerlerin bütün çıplaklığıyla karşımızda somutlandığında tavrımız ne olur?
İki aç adam, kuru ekmek, parlak-kırmızı kuşak

I. EPİSOD: ZENCİ ŞOFÖR

Pamuk tarlalarında çalışan işçilerin güneşten kavrulmuş bedenlerinden çıkan yanık ezgiler Missisippi'nin akar sularına karışır, binlerce pamuk işçisi, toprak sahipleri güzel malikanelerinde rahatça oturabilsinler, yakalarında beyaz mendillerle dolaşıp, ceplerinde sıcak, sarı altınlara sahip olabilsinler diye sabahtan akşama kadar güneş altında pamuk toplarlar. Şoför Lui'nin Klux Klan'lar tarafından katledilmesi ne ilk ne de son olacaktır. Irkçılık Missisippi'de insanların yaşama haklarını ellerinden alır. Geride sadece Şoför Lui'nin karısının attığı çığlık ve yakılan ağıtlar.
 

II. EPİSOD: HİROŞİMA 1945

 
Hiroşima "Değerli Kent" anlamına geliyor. Değerli kenti yerle bir ettiler. Hiroşima'da atom bombacının atıldığı gün doğum yapmıştır bir kadın, içinde ölüm taşır. Kızı yaşayacak ve barış dolu bir dünya içinde mutlu olacaktır Anne ve kızın küçük dünyalarında ölüm çoktan kapıda hazır beklemekledir.
 

III. EPİSOD: KALKUTA'DA BİR POLİS KARAKOLUNUN YÜKSEK DUVAR DİBİ..

İnsan öldürmek bir sanattır işkence aletlerinin yoksa kemikten mi paslandığını iyi bilmek gerekir. Yaşlı bir kadının kucağında ağlayan minik yavruyu kaldırıp akan suyun içine fırlatacak kadar cani olmak gerekir, işkencenin her türlüsü bir zevktir işkenceciler için. Ve onlar için insan öldürmek bir sanattır...
 








IV.EPİSOD:

SİVAS 1993

(ATEŞ VE KARANLIK)

 
Sivas'ta yakılan 35 güzel insana adanmıştır ateş ve karanlık. "Ne mutlu bize ki insan olmuşuz, insan sevgisini gerçek bilmişiz, insanın dalında açıp gülmüşüz."
 

V. EPİSOD: ŞEHİR

Savaştan dönen bir askerin bunalımı ve halüsinasyonları, kendi şehrinde sevdiklerinin ve değerlerinin yokoluşu anlatılmaktadır. Gerçek ile kabusun arasında bir 3. cadde aramaktadır asker Savaşta km döken eziyet eden bir kahramandır, döndüğünde şehrinde delilerden başka kimseyi bulamaz. Karısı ve kızı yoktur ortada, evi yıkılmış tanıdığı sokaklar değişmiş, binalar yerle bir olmuştur. "Savaşın buralara kadar gelebileceğini hiç düşünmemiştik"

 

EPİLOG: AYDIN ÖLDÜRMESİ 

(BİR YARGISIZ İNFAZ VE DUYUYORUM NAL SESLERİNİ GELİYOR BİZİMKİLER)

 

Kitabı basıma hazırlanmış bir aydının bilerek ve isteyerek kendi katiline, ölümüne yürümesi. 
Sonra ateşin varlığı. 
Sonra ölüp ölümsüzleşme ölüp ölümsüzleşme

 

DUYUYORUM NAL SESLERİNİ

GELİYOR BİZİMKİLER!

 

CANŞENLİĞİ OYUNCULARI

 

Tülay Yongacı

Aynur Gülmez

Nevzat Süs

Müjdat Albak

Cüneyt Sezer

Serdar Erkılıç

Server Güner

Haldun Açıksözlü


 

Hiç yorum yok: